Haber: A.B.D Yüksek Mahkemesi’nden Çiftlik Hayvanları İçin Kritik Karar!

Yazar: Engin Arıkan

Amerika Yüksek Mahkemesi 11 Mayıs’ta verdiği kararla, Kaliforniya eyaletinde 2018 yılında kabul edilen 12. referandum maddesini (Proposition 12), anayasaya uygun bularak bu yasanın iptal talebini reddetti. Karara şu bağlantıdan ulaşılabilir. 

Karara konu olan ve referandumla kabul edilen bu madde, endüstriyel hayvancılıkta hayvanların en azından uzuvlarını açabilecekleri alanların sağlanmasını, kafeslerin yasaklanmasını ve bu şartlara aykırı üretilen ürünlerin ticaretinin ve satışının sona erdirilmesini öngörüyordu. 

Referandum ve İptal Davası

Seçmenler, endüstri muazzam büyüklükte bir kampanya yapmasına rağmen 2018 yılında ezici bir çoğunlukla (%62,5) bu maddeyi kabul etti. Bunun neticesinde eyalet sınırlarındaki 40 milyondan fazla yumurtası için yetiştirilen tavuk ve 700 binden fazla domuz bu asgari reformların kapsamına girmiş oldu. Bu reform endüstri açısından oldukça büyük neticeler doğurdu. Endüstri kafeslerden çıkardığı her domuz için binlerce dolarlık ek maliyete girdiğini iddia etti. 

Bu gelişmeyi kabul etmeyen ulusal domuz eti üreticileri birliği halk oyu ile kabul edilen bu maddenin Amerikan anayasasına aykırı olduğu gerekçesi ile yargıya başvurdu ve dava en nihayetinde Amerikan Yüksek Mahkemesinin önüne geldi. Ulusal domuz endüstrisi birliğinin bu davasına aynı zamanda 26 başka eyalet, diğer hayvan endüstrisi üretici birlikleri ve hatta Joe Biden hükümeti de destek verdi. 

Davacı ulusal domuz üreticileri birliği, halk oyu ile kabul edilen bu maddenin hayvan refahı standartlarını karşılamayan ürünlerin satışını yasakladığı için eyalet dışındaki üreticilere haksız bir müdahalede bulunduğunu ve ticaret serbestisini engellediğini iddia etti. Davacı taraf aynı zamanda hayvanların tüm hayatları boyuncca kafeslerde tutulması gibi uygulamaların hayvanlar açısından bir sorun teşkil etmediğine dair argümanlar da öne sürdü. 

Karşı taraf ise, halk oylamasında kabul edilen maddenin hayvan refahı açısından asgari ve makul standartlar getirdiği gibi, söz konusu maddenin eyaletin yasama yetkisi dahilinde olduğunu savundu.

Karar siyasi kutuplaşmadan bağımsız

Mahkeme çok yakın bir oy çokluğu ile (beşe karşı dört) karara vardı. Hâkimlerin beşi dava konusu maddenin anayasaya aykırı olmadığı yönünde karar verirken, hâkimlerin dördü maddenin anayasaya aykırı olduğu yönünde oy kullandı. Çoğunluk ise, söz konusu yasanın anayasayı ihlal etmediğini çünkü bu kuralın eyalet dışındaki üreticileri gibi eyalet içindeki üreticilere de etkide bulunduğundan bir ayrımcılıkta bulunmadığını ve eyaletler arası ticareti engellemekten ziyade tanzim ettiğini savunarak bu maddenin eyaletlerin kendi sınırları içindeki yasama yetkisi dahilinde kaldığı yönünde oy kullandı. 

Bu davadaki dikkat çekici bir diğer unsur ise davanın diğer toplumsal konularda olduğu gibi olağan siyasi gruplaşmalarla açıklanamayacağı. Ulusal domuz eti üreticileri birliği, siyasi olarak daha çok cumhuriyetçi tandanslı olsa da, bu davada demokrat partili Joe Biden hükümetinin de desteğini aldı. Diğer taraftan yüksek mahkemedeki hâkimlerin oyları da karmaşık. Toplumsal ve kültürel meselelerde hâkimler genellikle kendi toplumsal grupları çizgisinde hep aynı tarafta kalsalar da, bu davada böyle bir kamplaşma gözükmemekte. Muhafazakar hâkimler, Barrett, Gorsuch, Thomas, liberal hâkimler Sotomayor ve Kagan ile birlikte çoğunluğu oluştururken; diğer muhafazakar hâkimler Roberts, Alito, Kavanaugh, başka bir liberal tandanslı Jackson ile karşı oy kullanmışlar. 

Karar neden çok önemli?

Karar neticesinde Kaliforniya eyaletindeki 700 bin domuz tekrar kafeslere kapatılmaktan kurtuldu. Aksi yönde bir karar verilmiş olsaydı, kısa vadede bu domuzlar hayatlarının tamamı boyunca arkalarını bile dönemeyecekleri kafeslere hapsedileceklerdi.  

Uzun dönemde ise bu karar bir içtihat yaratacağı için diğer çiftlik hayvanlarına dair 12. madde reformları da güvence altına alınmış oldu. Aksi yönde bir karar verilmiş olsaydı, hem Kaliforniya’daki 12. maddenin etkileyeceği diğer sektörlere dair düzenlemeler (başta yumurta endüstrisindeki kafes yasağı) hem de diğer eyaletlerdeki hayvan refahı yasaları aynı karar gerekçesine dayanılarak anayasaya aykırı olduğu iddia edilerek muhtemelen iptal edilecekti.  Bu karar sayesinde milyonlarca hayvanın çekeceği akıl almaz eziyetlerin en azından bir kısmı engellenmiş oldu ve gelecekteki ilerlemelerin yargı yoluyla iptalinin önüne geçildi. 

Öte yandan Amerikan yüksek mahkemesinin bu kararı hayvanlara bir değer atfederek vermediğinin altını çizmekte fayda var. Zaten bunu yapabilmeleri için anayasada buna dair bir kaynağın olması gerek ki Amerikan anayasasında hayvan haklarına dair bir madde bulunmuyor. Bu nedenle mahkemenin verdiği karar esasında hayvan hakları temelli olmaktan ziyade anayasada eyaletlere tanınan yasama yetkisi üzerine temelli bir karar. 

Bu tüm hayvanlar için bir kazanım mı?

Ancak yargı kararlarını değerlendirirken mahkemelerin kullandığı gerekçeler ve süslü kelimelerden ziyade yarattıkları etkilere bakmak gerek. Dünyada hayvan haklarına dair verilen mahkeme kararları genellikle gıda için yetiştirilen hayvanlar hakkında olmuyor. Bu blogda da pek çok kez ifade ettiğimiz üzere hayvan hakları denilince bu hayvanların ağırlıklı çoğunluğunu (%95’inden fazlasını) gıda sistemindeki hayvanlar oluşturuyor. Dolayısıyla eğer bir yargı kararı veya bir yasa tasarısı çiftliklerdeki hayvanlara dair değilse bilinmeli ki o kararın veya tasarının etkisi çok kısıtlı olacaktır. 

Dünya ve Türkiye basınında bazı mahkemelerin hayvan haklarını tanıdığına dair bazı haberler görmüş olabilirsiniz. Yalnız bu tip kararlar genellikle tekil hayvanlar hakkında oluyor: bir hayvanat bahçesindeki bir maymun veya bir yunus gibi. Bu kararlar tabii ki olumlu ancak bunlar endüstriyel hayvancılıkta akıl almaz eziyetler çeken hayvanları kapsamıyor. Aynı şekilde, hayvan hakları yasalarında da iddialı kavramlı kullanmasına şüphe ile yaklaşmak gerekiyor. Örneğin bizim hayvanları koruma yasamızda da hayvanların yaşama hakkı olduğu yazıyor. Ancak bu genel itibariyle evcil hayvanları kapsamakta ve belirttiğimiz gibi hayvanların ağırlıklı çoğunluğunu oluşturan gıda sistemindeki hayvanları dışlamaktadır.  

Hak ilerlemeleri ve yargı

Sonuç olarak, bu mahkeme kararı hayvan hakları için muazzam bir yargı örneği değil.  Hatta kararın çok az farkla verildiğini düşünürsek, hayvanların ucuz kurtulduğunu da söyleyebiliriz. Hayvan savunucularının yıllar boyu çalışarak elde ettikleri kazanımlar, bu karar neticesinde sadece korunmuş oldu, fazlası değil. Hayvanlar için ilerleme kaydetmek için etkili kurumsal kampanyalar yapmaktan başka bir seçeneğimiz yok gibi. Mahkemeler burada itici güç konumunda değil ama en azından bu karar bu ilerlemeleri boşa çıkarmayarak gelecekteki ilerlemelerin de önünü kapatmadı.  



Previous
Previous

Araştırma: Etin Ahlaki Çıkmazı

Next
Next

Dosya: Neden Migros